29 Eylül 2010 Çarşamba

OSMANLICA HASTALIK İSİMLERİ :)

ısrar-ı sabit: obsesive compulsive bozukluk

manyak-ı cinneti inhitatiye:... manik... depresif

vaka-ı kuşku: paranoya

bimar-ı bimar : hastalık hastası

sümük-ü daim - grip

kıprama-i daim: parkinson

sark cibani- ciban-il sark - çıban

volkan'ul buzuk-hemoroid,basur

sabit-i daim- felç

duhul-u naaş : nekrofili
duhul-u veled: pedofili
redd-i nimet: anoreksiya nevroza

efkar-ı mütemadi: depresyon

iktisab edilmiş muafiyet noksaniyeti alametleri: aids
(acquired immune deficiency syndrome)

mefta-ül uckur: aids

kabz-ul meshane: prostat

benek-i firfiri- kızamık

tütün-ul fosur fosur - akciğer kanseri

sirayet-i vesvese: aile paranoyası

şirpençe:şarbon

Gaka-ül daimi : ishal

bimar-ı behcet : behcet hastalığı

duhul-u hayvanat : zoofili

tırsıye-i anakıb : örümcek korkusu

avdet-i devr-i veled: alzheimer
***İnternetten alıntıdır

27 Eylül 2010 Pazartesi

DOĞUMGÜNÜ VE KURUMSAL KURABİYELER







Çalık Holding'de çalışan Özlem Hanım'ın doğum günü için hazırladığım ; gece geç vakitte sipariş verilip sabah erken teslim edilen doğumgünü ve kurumsal kurabiyeler...Kendisine sağlıklı , huzurlu nice yıllar diliyorum

23 Eylül 2010 Perşembe

ALAÇATI

Yanlış bilmiyorsam Güler Sabancı nın da ortak olduğu Alaçatı da butik otel Nars




Lila rengi olan herşey benim için vazgeçilmez :)




İstanbul da bu kadar taze kabak görmeyeli ne kadar oldu acaba diye kendime sordum ...
Tezgahda büyük bir ciddiyetle tokaları test eden bu kuzucuğa bayıldım

Alaçatı nın meşhur pazarına uğramadan olmazdı ve pazarda gördüğüm bu boxerlar çok hoşuma gitti :) resimin üzerine tıklayıp ne yazdığını daha iyi görebilirsiniz :))
2010 model tuzluk ve karabiberlikler :) Almadan olmazdı ama değil mi :)




22 Eylül 2010 Çarşamba

BENİ ILICA DA BIRAKIN ...




Hayatımda sayılıdır çok geç saatlere kadar uyumak .Genelde 7-8 gibi ayaktayım ama bu sabah 9.30 da uyanınca kendi kendime şaşırdım ve artık yaşlandığıma karar verdim :) Ama korkunç bir otobüs yolculuğu sonucunda benim saatlerce uyumam normal yaşlılıkla ilgili ennn ufak ilgisi yok değil mi:)

Benim için çocukluğumdan beri Çeşme Ilıca nın yeri hep ayrı oldu.Özellikle denizi...bembeyaz kum ve mavinin her tonunun olduğu deniz muhteşemdir ...bu sene tekrar oraya gitmek istedim .
Daha önce Ilıca Otelde kalmıştım ve eğer hafif taşlı deniz sizin için sorun değilse rahatlıkla kalabileceğiniz bir otel...Geçen sene arkadaşımın tavsiyesi ile ^^Elçin senin için yemeklerinin güzelliği mi önemli deniz mi önemli ?^^ diye sordu bende deniz daha öneml olduğunu düşündüğüm için bana Kerasus Otel i önerdi...gerçekten denizi çok güzel ama orda çalışan ve benim dışımda başka çalışanlara da aynı davranışları sergileyen bir çalışan yüzünden pek sevimli geçmedi son 2 gün ( ki bu durumu yazılı ve sözlü ifade etmeme rağmen asla geri dönüş bir özür otel tarafından bir cevap olmadı !)

Bu sene Grand Ontur Çeşme de kaldım.Uluslararası bir hukuk kongresi olduğu için otel çok kalabalıktı ve bütün çalışanlar çok kibar güleryüzlü ellerinden geleni müşterileri için yapmaya çalışan kişiler ..ama bilin bakalım ne oldu ? daha otele geldik yemeğe indik masama oturdum 3 çatal aldım ve çatalı tekrar tabağa götürdüğümde bir yemekten çıkmasını ennn son isteyeceğiniz bir şey çıktı ..şimdi sabah sabah midenizi bulandırmayayım ama görüntü berbattı ( şöyle söyleyeyim saç değildi.daha beteri çıktı ).hemen yetkili birisini rica ettim hemen geldi .tabağı hemen mutfak bölümüne göstereceğini söyledi ve gitti...ama geri dönüp kusura bakmayın ben gereken kişilere söyledim böyle olmasını istemezdim vb sözler söylemesini beklerdim ama olmadı...
Otel çalışanları genel olarak iyi ama özellikle garsonlarının yemek zamanı yorgunluktan kendi kendilerine söylenmeleri veya bazı bayan müşterilerinin arkasından hoş olmayan kendi aralarında ama herkesin duyacağı şekilde konuşmaları beni sinir etti...Gereken yerlere bunu ilettim tabi ama onlardan da geri dönüş olmadı malesef !
Ertesi gün Ilıcaya gittik ama şansımıza çok rüzgar vardı ve serindi .İlk 2 gün denize giremedik.Çeşmeye gelip Dost Pide ye , Tarihi Rumeli Pastanesi ne ,Kumrucu Şevki ye uğramadan elbette olmazdı :) ve bir güzel 15 günde verdiğim 5 kilo itinayla geri alındı tabi tatilde ...ama beni Ilıcaya bırakın dedim içimden defalarca ....
ve yarın benim canım Alaçatı ve tatile son anda katılan meşşhurrr şahsına münhasır Annemin maceraları ile ilgili yazı :)
Efem resimlerinin üzerine tıklatıp büyütüp bu yağmurlu İstanbul sabahında kendinizi orda hissedebilirsiniz :)

21 Eylül 2010 Salı

GELDİM ( AMA NE GELİŞ OLDU EVLERE ŞENLİK )

Bu sabah geldim sonunda evime ...uykusuz , yorgun , genç tecrübesiz ve inanılmaz rahat bir annesi olan 10 aylık bir bebeğin 5 saat susmadan ağlaması sonucu( Varan firması Varan olalı böyle zulüm görmedi!!!en sonunda sabaha karşı ben olaya el attım ve kucağıma alır almaz saniyesinde uyudu kuzucuk ) hayatımda yaşadığım en kötü dönüş yolculuğundan sonra tatildn mi geldim nerden geldim asla belli olmayan bir hissiyatla evimdeyim ...tek isteğim saatlerce uyumak ...uyumak...uyumak

16 Eylül 2010 Perşembe

KISA BİR MOLA !

Zor geçen 1 sene ..acılar üzüntüler ciddi sağlık sorunları ölümler...ve çok sıcak geçen sağlık anlamında beni daha da zorlayan bir yaz mevsimi ...ve şimdi en sevdiğim zamanda sonbaharda gene çok sevdiğim çeşme de kısa bir tatil ...ruhumu ve sağlığımı ne kadar temize çekip dönebilmeyi başarabileceğim göreceğiz !

15 Eylül 2010 Çarşamba

PİLOT AMCA !

***İtiraf.com dan
Çocukken zayıf olduğu için "aç ağzını uçak geliyor" gibisinden sözlerle kandırılıp zorla yemek yedirilen tombiş yeğenim, şu an doktoru tarafından rejime sokuldu. Yemek yiyemediği için o kadar mutsuz ki, annesiyle çarşıda dolaşırken durumu bize özetledi: "Anne bana düyüm almıyoşun, bari pilot amcaya şöyle de dönşün ağzıma giyşin de doyayım."

14 Eylül 2010 Salı

AYŞE ARMAN'A İNANAMADIM !

Olayı genel olarak hepimiz biliyoruz Ayşe Arman Yarım Kalan Hayatalar projesi içinde melek Nehir'in tedavisine katkısı olması açısından Henkel firması ve Ceyda Düvenci ile röportaj yapıyor...para Nehir e verilecek ama malesef küçük kuzucuk melek oldu...ve Ayşe Arman köşesinde bu parayı ne yapayım diye okuyucularına sordu.Firma vermek istememiş hayatta olan ihtiyacı olan başkasına vermek istemiş...Arman da kendince bir çözüm yolu bulmaya çalışmış ve bunu köşesine taşırsa okuyucu hemen destek mesajları yollayacak ve firma da bunları görüp kararından belki dönebilecekti...Açıkçası severek yıllardır takip ettiğim birçok konuda bana başka bakış açıları kazandıran bir gazetecinin bunu köşesine taşıması ve okuyucuya ne yapalım diye sorması beni en başta hem üzdü hem şok etti...çünkü deneyimli ve güçlü bir gazeteci olarak bunu köşesine taşımadan ( ki böyle çok hassas bir konunun referanduma dönmesi ayrı bir acıdır bana göre ! ) firma ile konuşarak o güçlü ikna yeteneğini kullanarak konunun bu boyuta gelmesine izin vermezdi diye düşünüyorum...Ayrıca firma yetkililerin de hastalığın diğer hastalıklara asla benzemediğini bu tedavinin büyük maliyetler içerdiğini ve tedavi gören kişi melek olduğu zaman masrafların sıfırlanmadığı bilmesi gerekirdi diye düşünüyorum !
Bu gazetede yazıdan sonra bazı bloğlarda bununla ilgili yazılar yazıldı ve geçen gün tesadüfen böyle bir bloğu okudum...Ve şok oldum...sevgili Eylül Hanım bu yazısından bu konunun okuyucuya sorulması ile ilgili düşüncelerini belirtmiş hatta Arman a mail atmış...ve Arman da açıkçası kendinden asla beklemeyeceğim bir tarzda cevap vermiş bu mailinde...Eylül hanım da haklı olarak kendisine tekrar cevaben yazdığı bu mailinden sonra Arman Nehir e elinden geldiğince destek verenlere karşı hiç hoş olmayan ve kendisinden asla beklemediğim küçümseyen bir tarzda bir cevap vermiş...Okuyunca Arman nın 2 mailini inanamadım çünkü aynı gün köşesinde Nehir e destek veren okuyucular için sizler harikasınız büyük bir güçlsünüz vb sözler derken arkada bir okuyucuya verdiği cevap taban tabana zıt !
Bu konunun bu noktaya gelmesi açıkçası beni üzdü ...Bir melek konu olduğu zaman kim olursa olsun daha hassas yaklaşılması gerektiğini düşünüyorum..Hele bir anneyse !

13 Eylül 2010 Pazartesi

DÖRT İŞLEM !

Hayat bizi dört işlemle sınar: Gerçeklerle çarpar.Ayrılıklarla böler. İnsanlıktan çıkarır ve sonunda 'topla kendini' der ...
TOLSTOY

8 Eylül 2010 Çarşamba

NEHİR'E YAKIŞMADI...

Hayatımda 2. kez benim için değerli özel biri için camiye gittim ...yıllar önce yine genç yaşta pisi pisine kaybettiğim bir yakınım için camiye gittiğimde boğazımdaki düğümü bugün o musalla taşındaki 3.5 yaşındaki Nehir 'i görünce bir kez daha bu sefer vücudumun her yerinde hissettim ...bunun tarifi yok anlatımı yok...cenaze namazından sonra hocanın söyledikleri içinde sadece beynimde yankılanan bir cümle oldu ^^dünyaya yakışandı hep bu söz beynimde yankılandı durdu ...o bir melek olarak en çok yakışandı dünyaya ve en önemlisi ailesine Yakışmadı ...ne o musalla taşı ...ne o sanki pamuklar içindeymiş gibi beyazlar içindeki tabut ...ne nasıl güçlü bir kadın olduğunu cami avlusunda bile herkese tüm zarifliği ve şevkati ile taziyeleri kabul ederken gösteren annesinin yüreğinin cami avlusuna sığmaması ...ne babasınin baş sağlığı dilemek için gelenlerin yakalarındaki nehirin resmini okşaması ...ne dünyalar güzeli ablasının tüm sakinliği ve güleryüzü ile olanları izlemesi ....ne anne ve babanın birbirine sarılıp nehirin tabutunu okşayarak veda etmeleri ...ne bir babanın minicik evladına veda ederken buna şahit olan yüreklerin içinin bir kez daha yanması ...hiç bir şey yakışmadı
Camiye girmeden önce nehirin çok sevdiği bebek parkına birden gözüm takıldı ve aynı onun gibi şapkası olan ve pembeler içinde annesi ile oyun oynayan minik bir yavru içimi daha da çok acıttı ...hayat çok garip.Bugün camiye gelen herkes aynı şeyi söyledi...arife olduğu için normalde yollar tıkalı olması gerekirken her yer boştu ve yollar açık olduğu için herkes rahatlıkla gelebilmişti ...Nehir gibi aktı herkes ...



Hep nehire bakarken bugün içimden hep bu parça yankılandı ..beni derinden etkileyen bir ninnidir .onun için dua edip o gül kokulu tabutunu öptüğüm zaman içimden hep bu ninninin sözleri geçti

Ve camiden çıkarken o anne ve babanın acısını görünce bir kez daha iyi anladım ki allah kimseyi evladıyla sınamasın...bugün gördüklerimi allah hiç kimseye yaşatmasın...allah ruhunu dinlendirsin melek nehir in ...

***Ailenin bir yakınının ricası ile Nehir ile ilgili resimler kaldırıldı...

NİNNİ ( İPEK ACAR)


uykudan uyanmış
gülermiş bakarmış
annesi onu çok öpermiş severmiş
okula gidermiş yazarmış çizermiş
babası onu çok öpermiş severmiş

annesi onu çok
babası onu çok
herkesler onu çok severmiş severmiş
annesinin yavrusu
kuzusu pamuğu
annesi ninni soyler
can kuşu dinlermiş......



7 Eylül 2010 Salı

NEHİR'E VEDA YARIN...

Melek Nehir'in cenaze töreni babasının okulundan yapılan duyuruya göre 08 Eylül Çarşamba günü öğle namazını mütakiben Bebek Cami'den kaldırılacaktır.

6 Eylül 2010 Pazartesi

NEHİR MELEK OLDU ...


Sabah facebook da okudum ve yanlış anlamış olmak için dua ettim ...daha sonra bloğunda okuyunca kuzucuğumun melek olduğunu okudum ....allah ruhunu dinlendirsin yavrunun ...içim çok acıdı ...allah annesine babasına sabır güç versin

3 Eylül 2010 Cuma

ELÇİN NEDEN SENİN DİĞER İNSANLAR GİBİ NORMAL HASTALIKLARIN YOK !

^^Elçin ya senin neden diğer insanlar gibi normal hastalıkların yok...ne biliyim mesela bel fıtığı baş ağrısı diş ağrısı ...yahu nerden gidip bulursun bilmem ki böyle hastalıkları ^^
bu sözleri geçen hafta sohbet ederken sevgili kuzucuğum ceyda dedi..kız haklı ...hemde çok ..ama sorun benden kaynaklı değil ...dedim ki ^^ o herkeste olan hastalıklar zaten bende var...artık vücut düşünüyor düşünüyor daha değişik ne olabilir diye bunları buluyor :) ^^ dedim
yaklaşık 3 ay önce çok ciddi bir rahatsızlık atlattım...daha doğrusu atlatmadım ömür boyu yaşamayı öğrenmem gereken bir durum ...
bazı arkadaşlar biliyor benim spor salonu maceralarımın nasıl bittiğini ..hayatımda 2 kere kararverip gittim ayrı zamanlarda ve ikiside 40 derece ateşle evde yatakta son buldu üşüttüğüm için ...çok dikkat etmeme rağmen bünyem artık en ufak bir mikropta ciddi tepki verecek derecede hassaslaştığı için üşüttüm ve spor maceram son buldu
3 ay önce dedim ki uzun zamandır araştırdığım bir alet var ...power plate ...bana yakın bağdat caddesi'nde bir yer buldum...spor merkezindeki kadar yorulmayacaksınız ama orda terlediğiniz kadar terlemeden çok daha kısa zamanda vücudu toparlıyorsunuz ...
karar verdim gidicem ...niyetim sabah uyanıp gidip yazılmak ve hatta hemen başlamak ...sabah uyandım ..daha 2 dk bile olmamıştı gözümü açtım hafif bir gerinmek istedim ve daha tam gerinemeden bir anda hayatımda yaşadığım en şiddetli baş dönmesini yaşadım yatak altımdan kayıyor ve dolaplar sanki dönme dolap gidip hızla dönüyordu...aynı anda çok şiddetli mide bulantısı başladı ve ardından hemen soğuk bir ter ..o an ben kalp krizi mi geçiriyorum diye düşündüm ama baktım sol tarafta hiç ağrım yok...sanırım bir 5 dk kadar zaman geçti anladım ki bu baş dönmesi asla geçmeyecek hemen dr a gitmem gerek ...çok zor bir şekilde yavaş hareketlerde dengeyi bulmaya çalışarak ayağa kalktım ve aynaya baktığımda ilk kez kendimden korktum...yüzüm mor ve sarı renkte ve ter içinde...üzerime bir şeyler geçirip taksiye atlayıp hemen bana yakın olan bir özel hastaneye gittim ve acile girdim hemen...aslında girmesem de olurmuş çünkü acil demeye bin şahit lazım ...acilde ki hemşire ile konuşma aynen şöyle gelişti :
***merhaba günaydın ( benim her durumda bu insanlara karşı nazik davranmam ne olacak bilmiyorum..orda ölüyorum ben hala aman ayıp olmasın diye neler diyorum )
sabah uyandım çok şiddetli baş dönmesi mide bulantısı ve soğuk ter olayı yaşadım...sanırım kalp değil...kulakta dolgunluk hissi var ..tansiyon sorunum var ama dengesiz ne zaman yükselip düştüğünü anlayamıyorum ama daha çok yazın yaşıyorum
***oturun tansiyona bakalım ( yahu ben zaten oturmayı becersem biliyorum ne yapıcam..ben dengeyi bulup yürüyemiyorum bile düzgün...hemşire gayet sakin rahat bana otur diyor...
***tansiyon gayet iyi
***kaç ?
***13-8
***hemşire hanım benim tansiyon normalde 11-7 dir..ve bir derece bile düşse veya yükselse bu bende ciddi sorun yaratıyor baş ağrısı oluyor...
***hanımefendi tansiyon gaaayett iyi normal
***hasta olan benim tansiyon sorunu olan benim ve kendimi en iyi ben bilirim değil mi takdir edersiniz ki !!! acil dr u nerede ?
***acil dr u yok
***nerde?
***sabah 8 de onun nöbeti biter asıl dr da 9 gibi gelir ( dr un gelmesine 45 dk var yani )
***e peki acil e bir hasta gelse kim bakıyor ?
***yukarda aneztezi dr u var onu çağırıyoruz eğer bir şey olursa
????!!!!!!????
birde bana dönüp demez mi ^^ ee elçin hanım sizi nereye yönlendirelim dahiliye mi kbb mi nöroloji mi ???^^...ben şokk...aptal bana soruyor ya nereye göndereceğini ..içimden dedimki ^^ sen beni morg a yönlendir ama sende gel çünkü bu gidişle birazdan senin boğazına yapışacağım için ve bende bu baş dönmesi ile birazdan öleceğim için ikimiz orda yan yana yatarız artık !!!!^^
dedimki ben kendi dr umu beklerim o kaçta gelecek o da saat 10 gibi gelecek dedi...bilmediğim dr a gitmektense beklerim diye düşündüm ve beni yatırdılar ve tam 1 saate yakın ne hemşire ne dr bir gelip bakmadı..yani ben orda çok daha büyük bir sorunla gelsem ölsem kimsenin haberi olmayacak ...neyse baktım bu böyle olmayacak hemşireyi biraz tepeledim ve beni hemen acil nörolojiye çıkardılar çünkü o anda tekrar bir atak geçirdim ...ve daha içeri girdim dr a belirtileri dedim hemen neyim olduğunu söyledi ..vertigo ...ama genede emin olmak için beyin mr ı v kan tahlilleri istedi...ilaçlar verildi ve acilde bana hemen bazı ilaçlar verildi serumla ...1 saat sonunda biraz toparlamıştım kendimi ...
2 gün sonra kulak burun boğaz a gitmeye karar verdim...aslında işinde iyi olan bir dr buldum araştırdığım süre içinde bu hastalığı ama o dönem yurt dışındaymış..bende başka bir dr a gittim ama bu mesleği neden seçtiğini hala düşündüğüm bir dr ! bu kadar rahat birini görmedim bu meslekte ...derdimi anlatıyorum gözlerimin içine bakmıyor ...ki her zaman en çok dikkat ettiğim şeydir bir şey anlatırken veya dinlerken mutlaka insanların gözünün içine bakarım...bu havaya yukarı sağa sola bakıyor ! bana işitme testi yapalım dedi ...içeri girdim bir baktım işitme testini hasta danışmanı kız yapıyor !!! dedimki dr yapmayacak mı hayır dedi..neyse halim yoktu zaten girdim testi yaptı ...dr a verdim sonucu bana ^^ gayet iyisiniz işitme kaybınız yok hiç bir sorun görünmüyor ^^ dedim ki bakın emin misiniz ? çünküzaman zaman sol kulakta rüzgar sesi duyuyorum yılda bir kaç kere ve hassas o tarafım..telefon konuşması sırasında farkediyorum sesler derinden geliyor gibi geliyor .ama diğer kulağıma aldığım zaman aslında seslerin normal olduğunu anlıyorum...bana hayır merak etmeyin bir şey yok ilacınızı kullanın nöroloğ doğru ilaçları vermiş..bunun kesin tedavisi yok ne zaman geçerde bilinmez..belki 6 ay sonra belki 2 hafta sonra ..ben teşekkür ettim ve çıktım odadan ...ama içime sinmedi ...aradan 3 hafta gibi bir zaman geçti benim asıl gitmek istediğim dr u aradım bu seferde tatile gitmiş ...neyse o geldikten sonra gittim ...ve gerçekten işinde iyi dr nasıl kendini belli ediyor bir kez daha anladım..ki dr konusunda çok hassasım..daha öncede yazmıştım dişçim 15 yıllık dahiliye dr um 5 senelik dr larım ...güvendiğim zaman bırakmam ....hemen işitme testi yapalım karar vermeden önce dedim...yukarı çıktım ve ben hasta danışmanı kız yapacak sandım ..meğerse bu testi mutlaka bir odyoloğ yapmalıymış ve kız ordan mezunmuş ..bu bölüm okullarda çok az olduğu için mezun olanlar hemen hstanelere giriyormuş açık varmış ülkede...daha basınç testine başlayalı 30 saniye olmadı kulakta sorun olduğu ortaya çıktı ...işitme testini yaparkende bu sonuç gene tekrarlandı sorun ....dr sonucu gördü ( ve ortaya çıktıki o ilk testi yapan kız yanlış yapmış ve aslında bende o zamanda sorun varmış..biraz düzeldikten sonra her iki testin sounucunu aldım ve hemen baş hekime gittim şikayet etmek için ...her şeyi anlattım ve ^^ o zaman sizin devlet hastanesinden ne farkınız kaldı bu şekilde özel olmanıza rağmen sorumsuzca davranan dr larınız varsa ^^ dedim ) kendi doktorum sonuca bakıp en başta benim geçmişteki tüm hikayeyi dinlediği için sorunun aslında ne olduğu ortadaydı ...ve benimle uzun bir konuşma yaptı ...hastalığım meniere hastalığı ....nedenlerini belirtilerini tedavi yöntemlerini ve benim neler yapmam gerektiğini çok açıklayıcı bir şekilde anlattı ...bunun kesin tedavisi yok ...bununla yaşamayı öğreneceksiniz ...önemli olan atakları geciktirmek veya atak geçirirken daha az zararla atlatmak ...tabi ilaçları 6 ay kullanmanız gerek 6 ay sonra tekrar kontrol gerekirse bir 6 ay daha kullanılacak ...işin en kötü tarafı gün içinde bir kaç kez başınızın dönmesi ...ilk o şiddetli atak gibi değil...bu hastalığın belirtilerinden biri o baş dönmesi sırasında ölüm hissi duyuyorsunuz ..çok garip bu kadar hastalık atlattım bir çok kez tansiyon yükselmesi veya düşmesi yaşadım hiç birinde bu his olmadı ...ama bu sefer yoğun bir ölüyorum hissi yaşadım..bu belirti normal bu atağı geçiren her hasta bunu der dedi dr ...elimi boynuma asla sürmeyecekmişim boyundan kulağa giden kan akışını engeleyecek her davranıştan uzak duracakmışım..masaj bile yok ...bir şey alırken boyun çevirmek yok ..komple vücudu çevirecekmişim ...ve 6 ay yürüyüş hariç tüm sporlar yasak ...ve benim gene bir spor salonu maceram hastalıkla son buldu
şu an ilaçlarımı kullanıyorum gün içinde baş dönmelerim oluyor hafif ama açıkçası insanın sinirlerini zaman zaman bozuyor bu durum ...ve bu hastalıkta en önemli şey stres üzüntüden uzak durmakmış ..tam benlik !!!! son 1.5 senede yaşadıklarım düşünülünce neden bu duruma geldiğimi anlamak zor değil ...yinede şükrediyorum beterin beteri var ..ama lütfen sizde dikkat edin çünkü ben 2000 senesinde gene zor bir dönemden geçerken baş dönmesi şikayeti ile dr a gitmiştim ve iç kulaktaki sıvıda sorun çıktı ..gene stres demişti dr ...ama bana o zaman meniere dememişti...şimdi 10 sene sonra gene bir atak geçirdim daha şiddetli ...zaman zaman kulağımda hassasiyetler oldu , sanki rüzgar esiyor gibi sesler oluyordu ( bazılarında çınlama olurmuş ), yürürken çok nadir dengem bozuluyordu , yüksek seslere karşı dayanamıyordum...ki asla tuzlu yememek gerekiyormuş ve kahve içmemek ...zaten ben tuzlu hiç yemem
nette araştırırken aslında ben şanslıyım çünkü öyle hastalar varki resmen hayatları işgenceye dönmüş...mesela bu örnekler gibi ...sayfanın aşağısında yaşayanların hikayeleri var
meniere hastalığı nedir derseniz bunun için
ceyda nın dediği gibi bazen bende düşünüyorum daha ne kaldı hastalık olarak başıma gelmeyen ...ruhen çok yorgunum ...çok

2 Eylül 2010 Perşembe

İTİRAF !!! YOK BÖYLE TEYZE ...

***İtiraf.com dan
^^Şehirlerarası otobüsteyiz. 'Koltuğu fazla yatırıyorsun evladım, rahatsız oluyorum!' dedi yaşlı teyze. Delikanlı gayet umursamaz ve dalga geçer bir şekilde; 'Teyze, sizin zamanınızdakiler yatmıyordur. Bu devirde koltuklar böyle yatıyor. Kusura bakma!' dedi ve koltuğu yatırdı. Mola verildi. Mola sonrası teyze de delikanlı da geldiler yerlerine. Birkaç dakikadan sonra delikanlı koltuğu tekrar yatırdı, neredeyse kafası teyzenin kucağındayken teyze öyle bir sesle delikanlının alnına patlattı ki tüm otobüs şok olup o tarafa bakarken, teyzenin, delikanlının alnına para yapıştırdığını gördük. Delikanlı da aynı biz gibi şok içinde teyzeye bakarken teyze gayet rahat; 'Ah evladım, bizim zamanımızda kucağa yatanlara para yapıştırılırdı. Sizin devrinizde öpüyorlar biliyorum ama ben yapamadım kusura bakma!' dedi.^^

1 Eylül 2010 Çarşamba

ALPAY'DAN HABER VAR

Alpay dan haber var...hani ankara daki onkoloji servisinde yatan kuzucuklar için bu yazımda bahsettiğim yardım kampanyası sırasında artık abla kardeş olduğum alpayım ...uzun zamandır yeni çıkan ciddi kendi rahatsızlıklarımla mücadele ettiğim için son 2 aydır benim kuzucuğu arayamamıştım ama aklımın köşesinde kemirdi durdu Alpay...acaba bir ihtiyacı var mı yada ona aldığım benden istediği bu yazımda bahsettiğim arabasının dışında başka bir şey istiyor mu diye ...Bir gün ablası Leyla nın cep numarasından aradım ama bir baktım başkası açtı.İlk yüreğim hop etti acaba bir şey mi oldu diye Alpay a.Meğerse ben sonradan öğreniyorumhani bu yazımda bahsettiğim Leyla nişanlısından ayrılmış ve o numara nişanlısına aitmiş geri vermiş nişanlısıda gidip yeni kız arkadaşına vermiş.Ki zaten o bana çok sevdiğini evlenmeyi düşündüğünü ama kayınvalidesi ile sorunlar olduğunu söylediği zaman bir gün mutlaka ayrılacağını tahmin etmiştim..hep derim bir şey nasıl başlarsa öyle gider !
Tabi telefon kapalı olunca nasıl ulaşacağımı bilemedim ilk ama kafaya taktım bir kere ona ulaşacaktım mutlaka bir şekilde ...ev numaralarını kaydetmemişim nasılsa cep var diye..sağ olsun onkoloji hastanesi için yardım kampanyası sırasında bana çok sıcak ilgili davranan Gamze hemşireyi aradım durumu anlattım ve dosyasından ev telefonunu rica ettim...sağolsun bana hemen bulup verdi aradım ama yanlış numara başkasına ait...çok üzüldüm aklım onda çünkü durumu nasıl diye...sonra gene aradım gamze hemşireyi ailesinin soyadını adresini tüm ulaşabileceğim numaraları rica ettim.gamze hanım ^^ siz merak etmeyin elçin hanım dosyasını çıkarıp bizzat kendim bulup vereceğim size^^ dedi.dün gece bir baktım facebook dan mesaj geldi elçin hanım numaraları bu diye ondan...inanılmaz sevindim ve saat biraz geç olmasına rağmen hemen aradım...ilk leyla ile konuştum sonra annesi ile ...daha sonra benim kuzucuk heyecanla telefonu aldı..o bana elçin ablaaa nasılsın diye sevinçle soru sorması beni inanılma mutlu ediyor ...her telefonda aynı mutluluğu yaşatıyor yavrum bana ...hatırını sağlığını sordum her şey yolunda gidiyormuş alpaycım gözümüz aydın.istediğin bir şey var mı benden dedim..her zamanki gibi teşekkür ederim elçin abla yok dedi...annesi ^^ geçen hafta grip oldu çok korktuk ama şu an biraz daha iyi ...3 ayda bir beyin MR ı çekildiğini en son çıkan sonuç temiz çıktı.şimdi sıra ekim ayındaki MR da inşallah beyindeki kitle temiz çıkar ^^ dedi...
her onunla ilgili sonuç dinlerken yüreğim ağzımda dinliyorum...en büyük korkum bir gün aradığım zaman ibrahim de yaşadığım o tarifsiz büyük acıyı yaşamak ...allah tüm melek kuzucukları sevdiklerine bağışlasın
en son telefonu kapatırken dediği bir şeyle alpay gene yüzümde büyük bir tebessüm bıraktı kendine has cümle kurması ile
***elçin ablaaaa
***efendim alpaycım ?
***ben özledi çok seni....
***bende yavrum ...bende çok özledi seni
Boğazım gene düğüm düğüm bunu yazarken...gene izmir gene ankara geldi neden o yavrular bu acıyı çekiyor diye...neden...sonra şükrettim yaşadığım sıkıntılar , yeni çıkan ve mücadele ettiğim hastalıklar için ...allah dermansız dert vermesin