29 Kasım 2010 Pazartesi

UNUTMAM !

Ben yaşadıklarımın hiçbirini unutmam
Ama evet yeri gelir susarım.
Canımı çok yakan şeyler olur ama yinede susarım, tükenirim
Buna izinde veririm aslında.
Salaklığımdan mı? Hayır...
Ben kimseye ''GİT''de demem, diyemem
O kişi vazgeçilmez olduğundan mı? Hayır...
Ona o kadar şeye rağmen o kadar değer veririm ki,
her gün yaptıklarına utansın diye...
Ama bir gün öyle bir giderim ki
Kaybedeceğim hiç birşey olmaz !
SUNAY AKIN

25 Kasım 2010 Perşembe

BENİ BURALARA BIRAKIN LÜTFEN ...

Geçen bayramda gitmeyi çok istediğim ama gidemediğim ...ama bu bayramda son anda karar vererek gittiğim ...yaşadıklarım ve gördüklerimden sonra neden geç kalmışım buraları görmekte dediğim ...CUNDA ADASI - BOZCAADA - ASOS - ÇANAKKALE 
Çokşey yazmak istemiyorum resimler anlatsın nasıl büyülü yerler olduğunu istedim...
Ama daha detaylı bilgi almak isteyenler için burada gerekli tüm bilgiler var 
Gezinin sonunda beni Cunda da ve Bozcaada da bırakın dedim içimden  












 Giritli Zehra teyze...çok kibar bir teyze...kayınvalidesi kilisenin bakımını yaparmış eskiden...şimdi o yapıyor...ve ne acıdır ki adada tarihi yerlere devlet gereken önemi asla vermiyor ...harap halde
Rehberimiz Melih Bey ile birlikte kilise ile ilgili bilgi verdi bu zarif teyze.Ve Melih Beyle ilgili gezimizdeki 5 yaşında dünya şekeri birazcık nazlı Zeynebe karşı gösterdiği sevginin nasıl karşılık bulamadığı ve 3 gün boyunca bin naz bin kaprise rağmen nasıl mücadele ettiği ile ilgili yazı önümüzdeki günlerde :)

















22 Kasım 2010 Pazartesi

İTİRAF...

İTİRAF.COM DAN ALINTIDIR

***Küçük oğlum araba delisi. Neredeyse tüm markaları biliyor. Yaramazlık yaptığında teyzesi "Çöpçüler gelince seni vereceğim. Kamyonlarına atıp götürsünler!" dedi. Bizimkinin cevabı: "Çöp kamyonunun markası ne?"


***Dolmuşla İzmir’den Menemen'e gidiyorum. Çiğli Kahveler durağından geçerken muavin ayaktaki yolculara sesleniyor: ''Abeler, ileride poles var, çükebilirsiniz mi?''


***Evlendim, 30 yaşında kocaman bir çocuğum oldu, yetmedi bir tane de kendim yaptım. Playstation oynarken kavga edip küsmeleri neyse de, ufak olanın barışmak için harcadığı eforu takdir ettim. "Hadi baba yaa, bugün çok küstün ama..."


***Ben babasından daha güzel araba kullanıyormuşum. Çünkü yollardaki bütün çukurlara girip onu hop hop hoplatıyormuşum, bu çok eğlenceliymiş. Babasının yanında demese bari.


***7 yaşındaki yeğeninimin yeni doğan kardeşini kıskanması ve ona ismi ile hitap edilmesini isteme bahanesi: "Anne ona oğlum deme. İsmail de. Oğlum dediğinde, beni seviyorsun sanarak üzülür."


***Hayatımın anlamı, 2 yaşındaki torunum; mevlit okumak için evlerinde toplananların arasından geçip hocanın karşısına oturuyor ve tüm şirinliğiyle Kur'an okuyan hocaya eşlik etmeye çalışıyor: "Alii Baabaanıın biy çifliyi vaaar".

HERKESE İYİ HAFTALAR :)

15 Kasım 2010 Pazartesi

VEDA ETTİM...

^^VEDA ETTİM;
beni üzenlere, karşılıklı otururken huzursuzluk verenlere, akıl verip
akıl almayanlara, iğneleyip yaralayanlara. Veda ettim; aksiliklerime,
huysuzluklarıma, kısa dönem ve uzun dönem küsmelerime veda ettim; içimi
tırmıklayan, alt üst eden, düzenimi bozan hatalarıma. Gözlerimi acıtan,
...YÜREĞİMİ sıkıp sıkıp perişan bırakan pişmanlıklarıma EN DOĞRU ZAMAN'da olacak VEDALARIM ve BAŞLANGIÇLARIM.^^

***ALINTIDIR

11 Kasım 2010 Perşembe

NONİM BULUŞMASI :)

Yaklaşık 1 senedir sevgili Nonimle ilk yorumlarla sonra maillerle devam eden arkadaşlığımız vardı.Bir çok konuda ortak noktamız var mesela boğa burcu olmamız :) yaşanmışlıklar anlamında huyumuz suyumuz anlamında epey var :) aslında varmış bunu iyice yeni anladık ikimizde çünkü en sonunda yaklaşık 3 hafta önce buluştuk.Nonim evlenip Moskova ya gitmeden önce aslında istedik buluşmak ama o dönem müthiş bir koşturmaca içindeydi.Sesimi çıkarmadım :) Amaaa İstanbul a geleceğini mailde yazınca tehdit ettim bu sefer :)  Ve sonunda sağ olsun zaman ayırdı gene kısa zamanda çok şeyler sığdıracağı 1 haftalık İstanbul seyahatinde kahve keyfi yaptık...Düşündüm yeni evli gelinimize ne alsam diye.Düşündüm düşündüm vee sonunda buldumm...Nonimi bilen bilir kedi delisidir , bronz - bakır tonlarına bayılır , türk kahvesine asla hayır demez.Ne alsam diye düşünürken birr baktım bu saydığım tüm özellikleri kendinde toplayan bir hediye buldum.2 kişilik   eşi ile( pardon nonim bey kelimesini seviyor :) ) birlikte türk kahvesi keyfi yapabileceği , kedi desenli ,bakır bronz renginde kahve takımı.Görünce budur dedim :) Aldığım yerde yapılan paketi beğenmeyip eve gelip bir güzel baştan paketledim nonimin zarif olduğunu  ve bu tarz şeylere benim gibi çok önem verdiğini bildiğim için :)
Bir sürü hediyeler hazırlamış benim zarif ince düşünceli arkadaşım.Her biri çok ince detaylı büyük özenle paketlenmiş.Her bir kutuyu açtığımda yaşadığım çoşku anlatılmazdı :) Büyük bir mutluluk yaşadım.Anahtarlık , mağnet , çikolatalar , kendi elleri ile yaptığı çok şık bir tac... ve tüm hediyeleri çok zarif bir kartla bana verdi.Utanmasam çığlık atacaktım kahve içtiğimiz yerde :) 
Benim çocuklar konusunda hassasiyetimi en iyi bilenlerden olduğu için kendi elleri ile yaptığı görünce gözlerimin dolmasına neden olan  bebişş :)
Buluştuğumuz mekan benim vazgeçilmezlerimden ve noniye yakın olsun diye Bağdat Caddesi'ndeki Cafe Crown.Gelmesini beklerken gözüme takılanlar çok hoşuma gitti ( Artık eskisi gibi malesef büyük keyif vermemeye başladı burası.Nedenini başka bir yazıda yazarım.)
Köpüğü kalp şeklinde sütlü kahveyi çok seviyorum :)

Günün sonunda yüzümde bir gülümseme, elimde nonimin harika hediyeleri  ve deniz kokusunu içime çekerek bu manzara eşliğinde eve dönüş...Bir kez daha çok teşekkür ederim Nonim herşey için