31 Ekim 2011 Pazartesi

ARANILAN VE ARANMAYAN ERKEK !

***ALINTIDIR

Bir konuşma sırasında adamın biri kadının birine sormuş:
‘Nasıl bir erkek arıyorsun?’
Kadın bir süre sessiz kaldıktan sonra adamın gözlerinin içine
bakarak sormus: ‘Gerçekten bilmek istiyor musun?’
Adam biraz isteksiz, ‘Evet’ demiş.
Ve kadın baslamış anlatmağa…
‘Bugün ve bu yaşta bir kadın olarak, bir erkeğe onun benim için
benim kendime yapabilecegimden fazla ne yapabileceğini soracak
konumdayım.
Kendi masraflarımı karşılayabiliyorum; bir erkeğin yada bir başka
kadının yardımına gerek duymadan evimi idare ediyorum.
Böyle olunca, ‘Sen masaya ne koyuyorsun?’ sorusunu sorma
konumundayım.
Adam kadına bakmış. Paradan söz ettigini düşünüyormuş.
Kadın hemen bu düşünceyi düzeltmiş: ‘Sözünü ettiğim, para değil.
Ondan öte bir şey istiyorum. Hayatın her alanında mükemmeliyeti
arayan bir erkeğe ihtiyacım var.’
Adam arkasına yaslanıp kollarını kavuşturarak kadından biraz
d aha açıklama istemiş. Kadın başlamış anlatmağa:
‘Kendini zihnen mükemmelleştirmeye çalışan birini istiyorum,
çünkü sohbet ve zihnen uyarılma arıyorum. Basit bir adama ihtiyacım yok.
Ruhen mükemmelleşmeye çalışan birini arıyorum, çünkü dengesiz
bir birleşmeye ihtiyacım yok.
İnananlarla inanmayanların bir araya gelmesi felakete yol açar.
Bir kadın olarak yaşadıklarımı anlayacak kadar duyarlı,
ayağımı sağlam basmamı sağlayacak kadar güçlü bir erkek arıyorum.
Saygı duyabileceğim birini arıyorum. Ona boyun eğmem için
onu saymam gerekir. Ben ona ne kadar dürüst ve açıksam,
onunda bana dürüst ve açık olması gerekir.
Kendi işini , hayatını yürütemeyen adama boyun eğemem.
Boyun eğme konusunda sorunum yok yeter ki buna değer biri olsun.
Tanrı kadını erkeğe eş ve yardımcı olarak yaratmış.
Kendine yardım edemeyen adama ben yardım edemem.’

Kadın aklından geçenleri böyle döküverdikten sonra adama bakmış.
Adam yüzünde şaşkın bir ifadeyle oturakalmış:

‘Çok fazla istiyorsun.’ demiş.

‘Değerim çok fazla.’ diye yanıtlamış kadın.

Değeri çok fazla olan bütün kadınlara…

24 Ekim 2011 Pazartesi

BU ANNELER HANGİ ÜLKENİN ANNELERİ !

Bir kaç gündür olanları izliyorum ve ben insan olarak kendimden utanırken bazılarının bu kadar rahat nasıl insanların yüzüne bakabildiklerini anlayamıyorum.

^^ ANNELER AĞLAMASIN ^^ diye koşa koşa afrikaya ve arap ülkelerine gidenlerden neden bir tanesinin sesi çıkmıyor ! Pahalı kıyafetlerle oralara gidip sahte ,kameraların görüntü alma açısı bozulmasın diye onlara pozlar vererek o çocukların ,annelerin başlarını okşayan ve ^^ Orda yaşanılan büyük bir dram ^^ diyen kişiler ...nerdesiniz ??? Bizim günlerdir yaşadığımız şehitlerin acısı  ve dün yaşanılan deprem dram değil mi ? bunlar bu ülkede yaşanmadı mı ?  Bu annelerin illaki arap veya afrikalı mı olması gerekiyordu .Oraya koşa koşa giden bir allahın kulu hiç bir cenaze törenine katılmadı .Bu nasıl bir vicdan !

BU AĞLAYAN ANALAR HANGİ ÜLKENİN EVLADI !

Neden bir allahın kulu bunu gazetelerde yazmıyor .

20 yaşında yokluklarla büyüttüğü,düşüp bir yeri acımasın diye bisiklet almadığı  evladını kaybeden anneden metanet bekleniyor !

Akşam haberlerde açıklama yapılıyor ^^ Tüm komutanlar evlerine gitmeden ,uyumadan ,eşleriyle aynı sofrada oturup yemek yemeden orda operasyonu yönetiyorlar ^^ Böyle bir cümle nasıl kurulabiliniyor !

Elbette gidip orda olacaklar bu onların görevi .20 yaşında olan bu şehitler ömür boyu anneleri ,babaları,eşleri,çocukları ile aynı sofrada oturup yemek yiyemeyecekler ...

Bu çocuklar ne uğruna şehit oldu ...tv da o erleri gördüğüm zaman içim titrerken ...siz bu kadar mı vazgeçtiniz bu ülkeden ?


17 Ekim 2011 Pazartesi

GÖZLERİNİ KAPA VE BANA 20 YIL SONRA NEREDE OLDUĞUNU SÖYLE

Ayşe Arman nın köşesinde okudum yazıyı  ve çok hoşuma gitti.
Her anne babanın okuması gereken bir yazı
Okuduktan sonra ben nerede hata yaptım diye düşündüren bir yazı.
Bir arkadaşımın annesinin dediği gibi ...
Annelik ömür boyu bir  vicdan muhasebesi !

Yazı için küçük bir TIK

10 Ekim 2011 Pazartesi

BEDENİ EVDE RUHU DIŞARDA EVLİLİKLER ...

En başından söylüyorum bu tamamen bir iç döküş yazısı...uzun .Daha en başta sağ yukarda kırmızı çarpı işaretine basıp çıkmak için zamanınız var ...

Kaybettim ..inancımı gittikçe kaybettim herşeye karşı .

Ne kadar iyi niyetle yaklaşıp Ceyda'nın bana dediği gibi takıntı oldu sende.bırak bu huyunu lütfen.kendini üzüyorsun  diye sürekli beni uyarmasına rağmen  yapamıyorum.Gittiğim bir kafede gittiğim bir mağazada veya bambaşka bir yerde çiftlerin yaptıklarını görmek umutsuzluğa düşürüyor

Uzun zamandır düşünüyorum .Geçmişimi...yaşadıklarımı.Ve şuna bir kez daha inandım ki erkeğin burnundan getiren kadın makbul !

Hep şuna dikkat ederim yüksek sesle konuşmam insanlarla.Ve bana karşı sesini yükselterek konuşan, hele tiz kadın seslerinin olduğu  yerleri anında terkederim veya  sessiz kalıp o kişiye karşı tepkimi ortaya bir şekilde koyarım .Bir kafeye gittiğim zaman bakıyorum kadınlar ya yüksek sesle veya bir ellerini bellerine koymadıkları kalmış gibi emirler yağdırarak konuşuyorlar eşleri veya sevgilileri ile .Evet canını sıkmış olabilir kocan,evet belki sana çok kötü davrandı vb daha bir sürü şey yaşamış olabilirsin .

Ama bunun hesaplaşma yeri dışarısı değil !  Evde istersen boğazına çök,tartış,bağır içinden ne geçiyorsa söyle .Ama artık ilişkide saygının bittiğinin en net örneği olarak bunu ortalık yerde yapma....

Yada tam tersi.Başkalarının yanında eşlerini küçümseyen , alay eden erkekler !

Bazen sohbet ediyorum ve kadınların ortak cümleleri ^^ aaa ben hiç uğraşamam yemekleri bakıcı veya temizlikçi yapıyor .Kendimi yoramam zaten çocuklar bana yetiyor .O bize çok düşkündür her hafta sonu mutlaka bir yere götürür zaten yapmak zorunda görevi !! Veya evdeki detaylara kafa yoramam zaten çalışıyorum vb^^ bir sürü söz duyuyorum...

Klasik bir gece ...kadın işten gelir ya duş alır ya almaz koltuğa uzanır .Erkek gelir kapıyı ya çocuk açar kadın kalkmaya gerek bile duymaz yada suratı asık bir şekilde açar ve başlar söylenmeye yorgunum ,başım ağrıyor vb ....ya temizlikçinin veya bakıcı kadının yaptığı veya dışardan söylenen yemekler ısıtılır ...özensiz bi sofra hazırlanır ...yemekten sonra tv karşısında herkes bir koltuğa uzanır ...tüm gece kurulan cümlelerin toplamı ^^ merhaba, nasıl geçti günün,yemek yer misin ,iyi geceler !! ^^ ...hatta bazen kadın veya erkek iyi geceler bile demeden direk yatağa gider ve yatar ....ertesi sabah genellikle kahvaltı hazırlanmayan birbirine günaydın demeyi bile çok gören fiziksel olarak evde olup ama ruhları  dışarda olan evlilikler ...ilişkiler

Sorsanız bizde kavga yok .Çocuğun yanında asla tartışmayız.Evde huzursuz bir ortam yok derler.Ama teke tek konuştuğunuzda artık konuşacak birşey kalmadı ve ruhu olmayan bir evlilikte ne konuşacağız ki ? monoton giden bir evlilik derler

Yıllar önce bir çift tanımıştım.10 yıllık evliler.Karı koca büyük bir şirkette yöneticiler .Karısı evlilikleri boyunca her iki tarafın aileleri ve arkadaşları dahil toplam sadece 5 kere yemeğe misafir çağırmış ! Neden diye sorduğumda eşim yorulmak istemiyor ve sıkıntıya gelemez.Misafir geleceği zaman dışarı çıkıyoruz ev pislensin sevmez demişti.Çocuk var mı dedim .Hayır eşim fiziğinin bozulmasını istemiyor .Birde uykusuzluğa dayanamaz o .O nedenle çocuk yapmadık !!! Şok olmuştum ...bu nasıl bir evlilik ...nasıl bir bencillik ...ne uğruna sürdürülen bir evlilik !

Gene yıllar önce arkadaşlarla oturmuş sohbet ediyorduk.Bir kız vardı genç yaşta evlenmiş 12 yıllık evli ve 8 yaşlarında kızı olan biriydi.Konu yemeklerden açıldı ve söylediği bir cümle bizi şok etmişti .Bize ^^ Ben evliliğim boyunca asla patates kızartması yapmadım.Nefret ederim kızartma kokusundan evde.Çıkmıyor ve şart değil yapmak ^^ dedi.Bende peki hadi eşin büyük ama kızın istediği zaman ne yapıyorsun ? sonuçta o çocuk ve canı çeker  diye sorduğumda verdiği cevap ^^ Ayy hiç uğraşamam bunlarla ben .Eğer isterse canları  kuralları hepsi biliyor ve isteyemezler benden .Bu yüzden dışarı çıkıp Mc Donalds da yiyip gelirler

Bunu diyen bana, kızına ve sağlığına çok düşkün olduğunu söyleyen bir anne ! 

Bir eş veya bir anne kızartma sevmese bile bu 12 senede hiç mi egosunu bir kenara bırakmaz ve onları birazcık hiç olmazsa mutlu etmeye çalışmaz ...hiç mi bir kere vicdanı rahatsız olmaz ...hiç mi düşünemez o dışarda yıllardır yedirdiği kızartmalarda kullanılan yağlarda neler olduğunu ...

Peki eşin sana hiç mi birşey demedi diye sorduğumuzda verdiği cevap ^^ Hayır o bana tek laf edemez .İşine geliyorsa .Beni bu şekilde kabul etti ve çekmek zorunda ^^

Çekmek zorunda...nasılda ağızdan kolay çıkan bir cümle ...hele kadınların ağzından .Elbette bir yuva kuruluyorsa iyi ve kötü günler olacak.Mükemmel evlilik veya ilişki yok.Ama kimse kimseyi asla çekmek zorunda değil .Varlığından keyif aldığın huzur bulduğun biriyse karşındaki ne mutlu sana 

Ama olmuyorsa zorlamayacaksın .Çünkü zorlanan herşey yürekte daha büyük yaralar açıyor.Farketmiyor insan bazen ama zamanla o yara derinleştikçe kopması da yaralarını sarması da zor hemde çok zor oluyor .

Etrafıma bakıyorum tv da bir gün bir psikoloğun dediği gibi ^^Mutluluk Oyunu ^^ oynayan çiftlerle dolu !

Kadın başka erkek bambaşka bir dünyada.Kadın bana ayakkabı kıyafet alsın veya para versin.Bizi tatillere götürsün  .Kendisi ne yaparsa yapsın bana bulaşmasında derdinde ...Erkek ise evime bakıyorum , çocukların masraflarını karşılıyorum ,hafta sonları bir yerlere götürüyorum ama diğer zamanlar bana aittir.Dünyaya bir kere geliyorum ve hayatımı yaşamak benim hakkım.Yurt içi veya yurt dışı gezilerde istediğimi zaten yaşıyorum.Eşime ve aileme bunu hissettirmediğim sürece hep yaparım  derdinde...

Yada 3 yıllık veya 10 yıllık evliler .Erkeğe sorsanız size vereceği cevap eşimi çocuklarımı seviyorum ama arada insan farklı bir soluk farklı bir ten istiyor.Yoğun iş hayatım var ve monotonlaşan bir evlilik.Arada nefes alacağım alanlar yaratmayı seviyorum.Ama dönüp dolaşıp geleceğim yer gene evim !!!! diyor

Geçen gün arkadaşımla yemek yerken yan masaya gözüm takıldı .Evli çocuklu bir çift...birbirinin gözlerine bakmayan ..sohbet etmeyen ...tek konuştukları kişi çocuk...ve adam eline telefonunu aldı kız arkadaşına mesajlar atmaya başladı msn den ...tabi eşi anlamadı maillerine bakıyor sanıyordu .

Eskiden üzülüyordum ama artık şaşırmamayı öğrendim bu görüntülere .Kadına sorsanız aa eşim bana çok düşkündür gözü başkasını görmez,ben ona çok güveniyorum der .Böyle zamanlarda o kadınların yüzüne haykırmak istiyorum eşini gerçekten ne kadar tanıyorsun ? tüm gün yanında mısın ?  bilgisayarda neler yaptığını biliyor musun ? kaç tane mail veya msn adresi olduğunu biliyor musun ?  kaç tane telefon hattı olduğunu biliyor msun ? diğer hattını işte veya arabada bırakmadığını nerden biliyorsun ? yurt dışına çıktığında neler yaptığını nerden biliyorsun ? nasıl bu kadar emin oluyorsun geceleri yanında mısın ? diye sormak istiyorum

Bir uzman ^^ Türkiye de evliliklerin % 80 - % 90 ında aldatma var .Bir kere en başta bunu kabul edecek kişi ^^ demişti

Elbette evlilik sadece yemek,temizlik vb şeyler değil .Sonuçta en kötü ihtimal eve gelen yardımcı da yapabilir bunları.Ama en basitinden bir salatayı bile insanın eşiyle yapması yapamasa bile eşinin yanında olması bile bir paylaşım bir sıcaklıktır .

Elbette bu şekilde bencilce sadece kendi isteklerini düşünen sadece kadınlar değil.Yetiştiriliş tarzından dolayı erkeklerde de bu çok fazla var .Ama ilişkilerde yaşanan bu ego savaşını önce benim isteklerim bencilliğini kalbim beynim almıyor ...ve almayacak .

Facebook'da bakıyorum kadın eşiyle ve çocuğunun olduğu resimi koymayı tercih ediyor profil resmine.Yada çocuğu ile olan resmi koyuyor.Ve kiminle evli olduğunu belirtiyor ilişki durumuna .Ama kocasına bakıyorum çok ama çok az ailece resmini koyanlar .Genelde hep sadece kendi resimlerini koymayı tercih ediyorlar ve ilişki durumunda evli yazan veya eşinin adını yazan çok az .Kadınların hiç mi dikkatini çekmiyor bu ....

Yaşım 34 ama o kadar çok evlilik ,ilişki gördüm ki bana fazlasıyla yetti ...inancımı kaybettim evliliğe .Bana  tekrar bu konuda inancımı geri verecek , evet bu doğru insan diyeceğim birini bulacağımı da sanmıyorum

Bu mutluluk oyunu içinde olmak istemiyorum ...fiziği evde ama ruhu başka yerde olacak bir insana ne uğruna fedakarlıklarda bulunacağımı düşündüğüm zaman verecek cevabım yok

Evet geriye kalıyor çocuk ..çocuk için evlilik ...ama insanların birbirlerinin zamanlarından çalmaya hakları yok sırf ego savaşları yüzünden diye düşünürken o çocuğa hangi yüzle mutluluk oyununu oynarken ^^ Yavrum her zaman dürüst ol, verdiğin her kararın arkasında dur , kimseyi kandırma ,hayatına sahip çık^^ diyebileceğim !!

Yapamam ..biliyorum yapamam ...geçmiş yaralarımın üzerine bir daha yeni yaralar açamam .

Ruhumu bu oyunların içine atamam ...

4 Ekim 2011 Salı

TANIMADIĞIN ADAMLAR ...

Herkes dürüstlük abidesi gibi dikiliyor karşına
Ve sen nabza göre şerbet dükkânı açmışsın
Ticarete atılmanı takdir etmiyorum sanma
Fakat benim ruhum kimsenin sermayesi değil
Aklında bulunsun isterim


20 yaşımı, 35 yaşımın karşısına oturttum.
40 yaşımın karşısına da, ben geçtim.
yirmi yaşım, otuz beş yaşımı tutucu buldu.
Kırk yaşım ikisinin de salak olduğunu söyledi.


Yatıştırayım dedim.
"Sen karışma moruk" dediler. Büyük hır çıktı.
Komşular alttan üstten duvarlara vurdular.
Yirmi yaşım kırk yaşıma bardak attı.
Evin de içine ettiler.


Bende kabahat.
Ne çağırıyorsun tanımadığın adamları evine ...


CAN YÜCEL

BAŞKALARI !

Başkalarının senin hakkında
ne düşündüklerinden endişe duyduğun sürece;
Onlar senin sahibindir.

Elif Şafak