9 Nisan 2012 Pazartesi

DOWN CAFE - RUHUNUZU TEMİZE ÇEKMEK İSTER MİSİNİZ ?

 Uzun zamandır aklımdaydı ta geçen seneden beri Down Cafe ye gitmek ama bir türlü kısmet olmadı .Ne zamandır Nefise Ablayla görüşememiştik yüz yüze .Geçen hafta telefonda konuşurken aklıma geldi ^^ Abla alışveriş merkezinde buluşmaktansa hep gitmek istediğim bir yer var Down Cafe .Orda buluşalım mı ne dersin ?^^ dedim.Şahane tamamdır dedi ve meğerse o da istiyormuş oraya gitmek.Ankara da yaşadığım zaman ilk orda açılmıştı Down Cafe.Yeri Kızılayda bulvarda İzmir Caddesi ile Sakarya Caddesini bağlayan bir üst geçit var .İşte İzmir Caddesi tarafındaki geçitin ayağında hemen .Önünden her gelip geçtikçe girmek istedim ama bir türlü fırsat olmamıştı.Malesef en büyük eksiklik çok karanlık olduğu için dışardan çok göze batmıyor .

Heyecanla buluşup hemen kafenin olduğu yere gittik .Ulaşımı çok kolay bir yerde.Şu kadarını söyleyeyim çok uzun zamandır gittiğim bir mekanda kendimi bu kadar huzurlu mutlu ve her anında yüzümde gülümseme olan bir yer olmamıştı .Kapıdan içeri daha adımınızı attığınız andan çıkana kadar herkesin yüzünde gülümseme ve saygı var en önemlisi .Ev ortamı gibi sıcak ve  huzurlu .Kafeyi kuran Saruhan Singen  .Kendisi aslında mimar ama bu işlere kendini adamış .(İZEV)İstanbul Zihinsel Engelliler için Eğitim ve Dayanışma Vakfı' nın genel sekreteri .Daha öncede başkanlığını yapmış ayrıca .Böyle bir kafe açmak istiyor bazı yerlere başvuruyor ama olumlu sonuç alamıyor .En sonunda Şişli Belediye başkanı Mustafa Sarıgül e gidiyor ve o her türlü yardımı sağlıyor bu kafe açılıyor .Yaklaşık 23 down sendromlu çocuk var ve dönüşümlü olarak günde 5 çocuk orda çalışıyor .Ve bu çocukların anneleride gönüllü olarak mutfakta çalışıyorlar.

Masamıza oturduğumuz anda tüm güleryüzleri ile 2 tane pırlanta geliyor siparişleri almak için.Ve yemeklerimiz geldiği anda ortak fikrimiz tamamen miss gibi anne yemeği.Tüm yemeklerin tadları baharatları yağı o kadar iyi ayarlanmış ki kendinizi tutamayıp aynı benim gibi 2. tabağı isteyebilirsiniz .Çok uzun zaman sonra 2 tabak karnıyarık yedim o gün ki bilirsiniz yağını iyi ayarlamazsanız çok ağır gelir ama o kadar hafif yapılmıştı ki büyük bir keyifle yedim .O arada yukardaki resimde soldaki mavi gözlü yakışıklı Gökhan nın annesi geldi masamıza .Hani nur yüzlü derler ya işte tam karşılığı bir anne.Büyük bir heyecan ve samimiyet ,sıcaklıkla çorbayı anlattı bize .İçinde asla katkı maddesi olmadan süt ve unla nasıl yaptığını anlattı .Çok lezzetliydi aynı diğer yemekler gibi.Hatta geçen gün kapı açılmış ve içeri Sadettin Saran girmiş.Saran Holding yönetim kurulu başkanı.Tabi önce bir şaşırmışlar .Oturmuş ilk önce siparişini vermiş.Ama sonra çok beğendiği için tam 3 tabak tavuk yemeği yemiş .Ayrıca neye ihtiyaç var diye soruyor ve hemen ertesi gün kafeye gerekli olan bir yazıcıyı yolluyor .Gerçekten yemekleri harika .Hepsi miss gibi anne kokuyor ...

 Tabi müşteriler biraz azalınca onlarında yemek vakti geldi ve gönüllü anneler bu sefer onların yemeklerini verdi .Hepsinde dikkatimi çeken inanılmaz dikkatli ve saygılılar .Yemek yerken bile o çatal bıçağı nasıl kullandıklarını görmenizi isterdim .Gökhan nım büyük bir ciddiyetle bıçağını kullanıp tek bir parça bile sofraya dökmedi ve bunu yaparkende sanırsınız büyük bir deney yapar  gibi ciddi :)

 Türkiyenin her yerinden ressamlar tablolar yollamışlar bağış  amaçlı .Kafeye gittiğiniz zaman bu resimleri satın alabiliyorsunuz ve kafeye destek sağlamış oluyorsunuz






 Yemek sonunda tam kalkmayı düşünürken bir baktık bir masaya tatlı gidiyor demek tatlıda varmış diyip siparişimizi verdik Ve gene bir kez daha bayıldık tatlılara .Ve 2 tane dünyalar tatlısı yakışıklı garsonlarımız ellerinde çayla geldiler .Soldaki Rubin  27 yaşında ve musevi .İşinde gerçekten çok hızlı dikkatli .İşinde çok iyi olduğu için bilinen bir kafeden teklif geliyor ve ayrıca hafta sonu orda çalışıyor .Ben ilk tabağımı bitirdikten sonra tekrar almak için Rubin e dönüp bir tabak daha alabilir miyim ? dedim .Onlar o kadar masum ve direk çocuklar ki tabi o bunu başka anladı ve bir tane daha boş tabak istiyorum sandı ve direk bana  hayırr alamazsın dedi :) ilk anda şaşırdım ama sonra hemen anladım ve Rubincim yani bir tabak daha yemek alabilir miyim demek istedim diyince haaa tamam onu alabilirsin dedi :) Sağdaki Gökhan 24 yaşında .O gün pek keyfi yoktu çünkü berber dolu olduğu için traş olamamış o yüzden suratımız biraz asıktı.Prensip sahibi ve traşsız çalışmıyor :)Sabahtan bir anaokulu gurubu gelmiş.Tabi çocuk oldukları için pek ilgilerini çekmemiş ama biz ordayken Bahçeşehir Kolleji öğrencileri gelince hepsinin yüzlerini görmeniz lazımdı çok mutlu oldular .Çünkü farkındalar ilgi odagı olduklarının .Ve resim çektirmeyi çok seviyorlar

Bu masum yakışıklı o gün hastaymış ve sabahtan kan vermeye gitmiş sonradan geldi çalışmak için .İlk hemen öğle yemeğini verdi annesi.Ama görmeniz lazımdı kan alınan yere bant yapıştırıldığı için bir kaşıktan lokma alıyor bir koluna bakıyordu yavrum :)  tüm yemek boyunca gözü kolunda kaldı

Yukardaki resimde gri tülbentli olan Gökhan nın annesi .Gökhana bakarken ki gözlerindeki o ışık o mutluluk görülmeye değer .Orda çalışan tüm gönüllü anneler onların hepsine sanki kendi evlatları gibi davranıyorlar.Resimdeki gri hırkalı olan Sibel Hanım .2 tane sağlıklı evladı olmasına rağmen kendini bu işe adamış 10 yıldan fazla süredir.Kafenin sorumlusu .Onunla sohbet ettiğimiz zaman neler yapılabilinir diye çok şey öğrendik .En büyük ihtiyaç gıda malzemesi .Bazı büyük firmalara başvurmuş Saruhan bey ama malesef geri dönüş olmamış .Bazı kardeş kafeler yardım ediyor ama yeterli değil elbette .Sibel hanım ın dediği gibi bu bir gönül işi yürek işi...

Sonra düşündüm neler yapılabilinir diye .Mesela biz ordayken bir iş adamı geldi ve öğlen yemeklerinde orayı tercih ediyormuş .Etrafta bir çok yemek yenilen yer olmasına rağmen ve içine ne koyulduğunu bilmediğiniz bir yerde yemektense mis gibi burda yemek çok daha sağlıklı ve onlara en büyük katkı .4 çeşit yemek 10 milyon ...dışarda tek çeşite neredeyse bu kadar para veriliyorken yüzünüzde gülümseme ve huzurla bu özel yerde yemek yiyip birde 4 çeşit yemeğe bu kadar uygun fiyat vermek bence çok iyi... Sonuçta hepimiz marketten alışveriş yapıyoruz .1 kilo pirinç veya 1 kilo un veya 1 paket makarna ,salça  alıp onlara yolladığımız zaman eminim bir çok kişinin bütçesini sarsmayacaktır .Ama bir kilo olur mu diye düşünmeyin sakın .Etrafınızdaki 3-5 arkadaşınıza söyleseniz herkes 1 kiloluk malzeme alsa elinden geldiğince dünyalar kadar malzeme eder.Onların gelir kaynağı bu.Çünkü gıda malzemesi lazım ki yemek çıksın müşteri gelsin ve gelir kazanıp hem çocukların maaşları verilsin hem kafe döndürülsün .Bu yavrular aylık yaklaşık 100 milyon küçük bir maaş alıyorlarmış ayrıca .Sibel hanım maaşlarını aldıkları zaman görmeniz lazım yüzlerindeki işe yaramanın ve başarmanın verdiği mutluluğu dedi .Diyelim ki gıda alamadınız evinizde elinizden ne geliyorsa yapabilirsiniz .Mesela bir tepsi börek veya bir kalıp kek .Onlara verdiğiniz zaman onlar gelen müşterilere satıp para kazanabilirler .Sadece düşünün bir kalıp kekle bile onlara destek olmuş olacaksınız .Yada yapamadınız dışardan bir tepsi bir şey  alıp onlara yolladığınızda gene onlara destek vermiş olacaksınız .Ve bir şeye çok dikkat ediyorlar .Kendi evlerinde ne kullanıyorlarsa aynı kalitede malzeme kullanıyorlar ve bu konuda çok hassaslar

Mesela arkadaşlarınızla öğlen yemeği  veya kahvaltı için buluşmayı düşündüğünüzde buraya gidebilirsiniz .Veya günlerde kadınlar toplanıyorlar ya ...evde toplanmayın gelin buraya ne yaptıysanız getirin onlara ve burda onlara destek olun .Veya blog toplantıları içinde düşünülebilinir burası

Lütfen bir kere gidin .İnanın bağımlısı olacaksınız ve hep gitmek isteyeceksiniz .Orda olduğumuz sürece yüzümüzden gülümseme eksik olmadı.O kadar saygılı güleryüzlü masum ve saf ki hepsi kirlenmiş ruhunuzu temize çekmenin en güzel yolu  bu kafe .İçeri girdiğinizde kendinizi bir fanusta hissediyorsunuz dışarının kirliliğinden uzakta  .Anneme bahsettiğim zaman bana ama ben dayanamam üzülürüm dedi .Bende anne görmen lazım kapıdan girdiğin ve çıktığın ana kadar ufacık bir üzülme acıma hissin olmuyor çünkü o kadar dik ve mücadeleci ruhlu çocuklar ki içinizden acaba ne yapabilirim onlar için diyorsunuz sürekli dedim .Resim çekilirken tüm masumluğu ile Gökhan nın başını Nefise ablanın omuzuna koyduğunu gördüğüm anda içimden iyi ki buraya geldik dedim .

Sizden ricam lütfen bunu etrafımızdaki herkese duyuralım.Ne kadar çok kişinin bilmesi demek o kadar çok kişinin oraya gitmesi ve onlara destek olması demek .

Yeri çok kolay .Mecidiyeköy de Profilo Alışveriş Merkezine geldiğinizde otoparkının 30 mt aşağısı.Ordaki esnafa Cemal Sururi Sokak veya Down Cafe neresi diye sorsanız hemen gösterirler .Sokaktan içeri girip aşağı doğru yürüdüğünüzde hemen sağda .Ayrıca Saruhan bey Facebook da bir gurup açmış kafenin .Dekorasyonu ile ilgili kafamda bir fikir var .Onların daha verimli orayı kullanmaları için bir kaç değişiklik gerekiyor .Ayşe Arman bunu köşesinde yazdığı zaman geçen gün belki destek gelir diye umutlanmıştım ama Saruhan Bey malesef geri dönüş olmadığını söyledi .Eğer kafamdaki fikir için geri dönüş alırsam harika olacak. Umarım başarırım o yavrular için.

Ne olur elimden ne gelir ki demeyin bu özel masum yavrular için .Etrafınızda 3 kişiye deseniz veya gıda yardımında bile bulunsanız veya tanıdığınız şirketlerle görüşüp onlar için destek bulsanız ..bunlar için ufacık bir çaba bile gösterseniz inanın büyük bir adım olacak

Ruhunuzu temize çekmek için ,aynı evinizdeki sıcaklığı orda da yaşamak , o çocuklarla keyifli huzurlu hem yemek yerken onlarlada harika bir zaman geçirmek istiyorsanız ,bu yüreği büyük insanların bu emeğini karşılıksız bırakmak istemiyorsanız lütfen gidin .Lütfen bunu bloğlarda duyuralım.
Kafamızı  kuma gömüp artık görmemezlikten gelmeyelim

Down Cafe Telefon : 0 . 212 .216 64 66
Adres : Cemal Sururi Sokak  No : 1 Mecidiyeköy - Şişli








Hiç yorum yok: